Büyümenin İzlenmesi ( Persentil Çizelgesi)

Sağlıklı çocuk yaşına uygun büyüyen, mental ve psikolojik açısından yaşına uygun gelişim gösteren ve herhangi bir hastalığı olmayan çocuk olarak tanımlanır. Çocuk doktorunun esas amacı da çocukların büyüme-gelişme açısından kendi potansiyellerini kazanmalarını ve olgun bir erişkin olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle çocukların mutlaka belli aralıklarla düzenli olarak izlenmesi gerekir. 

Düzenli takip çocuk hastalıkları ve sakatlıklarını önler, çocukların genetik olarak sahip oldukları büyüme ve gelişmeyi yakalamasını ve sağlıklı üretken yetişkinler olmasını sağlar.

Büyüme anne karnında döllenme ile başlayan ve adölesan döneminin sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Büyüme potansiyeli çocuğun genetik yapısına, hormonal yapısına, çevresel (beslenme) faktörlere ve psikososyal etmenlere bağlı olarak farklılık gösterir. Ayrıca sağlıklı bir büyüme için vücuttaki tüm organların da (kalp, akciğerler, böbrek) sağlıklı olarak çalışması gerekmektedir. Büyüme iki dönemde gerçekleşir. Birincisi anne karnında intrauterin dönemdeki büyüme, diğeri bebek doğduktan sonraki büyümedir. Anne karnında bebeğin büyümesi anneye ve bebeğe ait faktörlere bağlıdır. Doğumdan sonraki büyüme ise farklı yaş dönemlerinde farklı hızlarda seyreder. Doğum sonrası süreçte büyüme süt çocukluğu, çocukluk çağı ve ergenlik olarak üç dönemde izlenir. Tabi ki her bir dönemde büyüme hızı farklıdır.

Büyümenin izlenmesi çocuk sağlığı ve hastalık bölümünün en önemli pratiklerinden biridir. Bir çocuk hangi nedenle doktora gelirse gelsin mutlaka büyümesi değerlendirilmelidir. Böylece o anki gelişim ve beslenme düzeyi saptanabildiği gibi daha önceki ölçümlerle kıyaslanarak zaman içinde beklenen hızda büyümenin olup olmadığı veya beslenmenin düzenli yapılıp yapılmadığı kontrol edilir. Bunun için ölçümlerin son derece dikkatli ve doğru yapılması gerekmektedir. Çocuğun sağlığını olumsuz etkileyen herhangi bir durum onun büyüme gelişmesini olumsuz olarak etkileyeceği için çocukların büyümesi düzenli aralıklarla mutlaka takip edilmelidir. Büyümesinin normal sınırlar içerisinde seyretmesi çocuğun sağlığının iyi olduğunun bir göstergesidir.

Çocukların büyümesinin izlenmesinde düzenli aralıklarla yapılan vücut ölçümleri (antropometrik ölçümler) kullanılır. Vücut ağırlığı, boy ve baş çevresi ölçümleri en sık kullanılan antropometrik ölçümlerdir. Bu ölçümlerin yapılması zor değildir. Ama mutlaka titizlikle ve doğru bir şekilde yapılmalıdır. Tek bir ölçümden daha çok takip eden ve düzenli aralıklarla yapılan ölçümler daha güvenilirdir. Değişik kişiler ve değişik aygıtlarla yapılan ölçümlerde hata oranı yüksektir. Bu nedenle bir çocuğun büyüme parametreleri mümkün olduğunca aynı kişi tarafından ve uygun aygıtlarla yapılmalı, düzenli aralıklarla doktor kontrolleri gerçekleştirilmelidir. Genel olarak çocukların poliklinik takipleri doğumdan sonraki ilk 24-48 saatten sonra 5. ve 15 günlerde, ilk 6 ay aylık,6-24 ay arasında 3 ay, 2-3 yaş arası 6 ay arayla 3 yaştan sonra ise yıllık olarak yapılmalıdır.

 

Atropometrik Ölçümlerin Yapılışı

Vücut Ağırlığı Ölçümü: En sık kullanılan antropometrik ölçümdür. Tartı işlemi öncesinde tartının kalibrasyonu doğru, koyulduğu yüzey düzgün olmalıdır. Bebeklerin ve küçük çocukların ölçümleri yatarak veya oturarak bebek terazilerinde yapılır. Bebek tartılacağı zaman mutlaka çıplak olmalıdır. 2 yaş sonrasında çocuklar ayakta basküllerde tartılabilir. Yenidoğan bir bebeğin ortamla ağırlığı 3200-3300 gr dır. Doğumdan sonra 4. Ayda 2 katına, 1 yaşta 3 katına ulaşır. Vücut ağırlığı kısa zaman içinde çok büyük değişiklikler gösterdiği için büyümenin izlenmesinde çok duyarlıdır. Çocuğun yaşına göre ağırlığı hem kısa süreli hem de uzun süreli beslenme bozukluğundan etkilendiği için hem o anki hem de geçmişteki beslenme durumunu gösterir.

Boy Ölçümü: Boy ölçümü 2 yaşa kadar yatarak baş-ayak tahtası aletleriyle yapılır. 2 yaşından sonra boy ölçümü ayakta yapılabilir. Ayakta yapılan ölçümler yatarak olan ölçümlere göre 2 cm kısa çıkabilir. Yenidoğan bir bebeğin boyu yaklaşık 50 cm dir. İlk 1 yıl içerinde 25 cm, 1-2 yıl arasında 12 cm, 2-3 yaş arasında 9 cm, 3-5 yaş arasında 7 cm uzar. Daha sonra puberteye kadar 5-6 cm artışlar gösterir. Boy uzaması yetersiz beslenme ve enfeksiyonların uzun sürdüğü durumlarda etkilenir. Bu nedenle o andaki değil geçmişteki genel sağlık durumunun bir göstergesidir.

Baş Çevresi: Baş çevresi ölçümü başın en geniş yerinden ve esnemeyen bir mezura kullanılarak yapılır. Alın ortasından ve başın arka kısmının en çıkıntılı yerinden geçecek şekilde ölçülür. Ölçüm yapılırken baş sabit tutulmalı mezur kulakların altından geçmeli ve başın herhangi bir yerinde şişlik varsa dikkatli ölçüm yapılmalıdır. Doğumda bebeklerin baş çevresi ortalama 34-35 cm dir. Hayatın ilk 1 yılında baş çevresindeki artış belirgindir. Çocuk 2 yaşına geldiğinde erişkin baş çevresinin%90’nına ulaşmış olur.

        KIZ ÇOCUĞU İÇİN PERSENTİL DEĞERLERİ:

kızvucutl

        ERKEK ÇOCUĞU İÇİN PERSENTİL DEĞERLERİ:

erkek vucut

erkek boy

Çocuklarda Büyüme Atakları

Bebekler doğumundan itibaren belirli haftalarda normalden daha fazla büyüme ve gelişme dönemleri yaşarlar. Bu büyüme ve gelişmenin yoğun olduğu dönemler büyüme atakları olarak adlandırılır. İlk 2 yaş içerisinde yaklaşık 10 büyüme atağı geçirirler. Ataklar esnasında hem fiziksel hem de bilişsel gelişmeler olduğundan dolayı aslında büyüme ve gelişme atakları olarak tanımlamak daha doğru olur. 

Büyüme Ataklarının Belirtileri Nelerdir?

Büyüme atakları süresince sık görülen belirtiler;

  • Huzursuzluk,
  • İştah kaybı,
  • Nedensiz yere ağlama,
  • Uykuya dalmada güçlük,
  • Uykuda iken sık uyanma,
  • Anne ve babaya daha fazla bağlanma,
  • Memeye düşkünlük veya meme reddi,
  • Komut ve kuralları reddetme,
  • Kısıtlamalara karşı çıkma,
  • Kendi kendine giyinme, yemek yeme ve ihtiyaçlarını karşılama isteğinin ağır basması,

Büyüme Atakları Kaç Gün Sürer?

Büyüme ataklarının süresi ve şiddeti bebekten bebeğe değişmekle beraber genellikle 2-3 gün kadar sürer. Bu süreç 1-2 haftaya kadar uzayabilir.

* Büyüme atağı haftası miadında doğmuş bebeklerde kronolojik yaşa göre hesaplanırken, erken doğan bebeklerde ise düzeltilmiş yaşa göre hesaplanır. Yani bebeğin doğum yaşı 40 haftaya tamamlanır.

Büyüme Atağı Haftaları Ne Zaman Olur?

  1. Değişen Duyular Dönemi - 5. Hafta
  2. Oluşumlar Dönemi - 8.Hafta
  3. Yumuşak Geçişler Dönemi - 12.Hafta
  4. Etkinlikler/Olaylar Dönemi - 19.Hafta
  5. İlişkiler Dönemi - 26.Hafta
  6. Kategoriler Dönemi - 37.Hafta
  7. Zincirleme Olaylar Dönemi - 46.Hafta
  8. Programlar Dönemi - 55.Hafta
  9. İlkeler Dönemi - 64. Hafta
  10. Sistemler Dönemi - 75.Hafta 

Büyüme Atakları Esnasında Bebeğinize Nasıl Yaklaşmalısınız?

Büyüme atakları dönemlerinde bebeğinizin uyku düzeni ve beslenmesi bozulabilir. Büyüme atak haftalarında bebeğinizdeki değişimleri endişelenmeden takip etmeniz gerekir. Bebeğinizin atak haftalarındaki şikayetlerinin fiziksel ve bilişsel gelişmeye bağlı olduğunu, bunun da bebeğiniz için olumlu bir durum olduğunu bilerek bebeğinize yaklaşmalısınız.  Büyüme ataklarının hangi haftalarda gerçekleştiğini ve ne kadar sürebileceğini bilmeniz, sizi bu dönemlere karşı hazırlıklı kılar. Böylelikle bu haftalardaki değişimlerin büyüme ataklarından kaynaklandığını bilir ve başka bir sağlık sorunu var mı endişesi yaşamazsınız. Ayrıca bebeğinizin büyüme atak haftalarında ne gibi beceriler kazanıp, nasıl değişimler yaşayacağını bilmek, onun gelişimini takip etmek açısından size ve bebeğinize fayda sağlayacaktır.

Video İçin Tıklayın...

Çocuklarda Emzik Kullanımı

Emzik Kullanalım Mı, Kullanmayalım Mı?

Emzik kullanımı konusunda kesin bir yargı bulunmamaktadır. Emzik kullanımına avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurularak, daha da önemlisi bebeğinizin ihtiyacı olup olmadığı dikkate alınarak siz ebeveynler tarafından karar verilmesi gerekir. 

Emzik Kullanmanın Faydaları

  • Ó Bebeğinizi sakinleştirebilir.
  • Ó Aşılar, kan testleri veya diğer tıbbi işlemler sırasında ve sonrasında bebeğinizin dikkatini dağıtmakta işe yarayabilir.
  • Ó Uykuya dalmasına yardımcı olabilir.
  • Ó Hava taşıtları ile uçuş sırasında kulak ağrısını gidermeye yardımcı olabilir.
  • Ó Uyku vaktinde ve yatmadan önce emzik emmek ani bebek ölümü sendromu riskini azaltabilir.

Emzik Kullanmanın Zararları

  • Ó Emzik bebeğinizde bağımlılık
  • Ó Emzik kullanımı orta kulak enfeksiyonu riskini artırabilir. İlk 6 ay bu olasılık çok düşüktür.
  • Ó Genelde 2 yaş sonrasına sarkan uzun süreli emzik kullanımı diş ve damak problemlerine yol açabilir.
  • Ó Emzik kullanımı özellikle ilk 1 ay içerisinde emzirmeyi bozabilir. 1. aydan sonra emzirmeyi etkilemediği düşünülmektedir.

Ne Zaman, Hangi Emzik?

Henüz diş çıkarmamış bebeklerde silisyumdan üretilmiş olan silikon emzikler tercih edilmelidir. Diş çıkarmış bebeklerde ise diş darbelerine karşı daha dayanıklı olan kauçuk emzikler tercih edilmelidir.

Emzikler şekil itibariyle anatomik (damaklı) ve anatomik olmayan (damaksız) olmak üzere ikiye ayrılır. İlk 1 yıl anne memesine benzerliğinden dolayı daha çok damaksız (anatomik olmayan) emzikler tercih edilmelidir. 1 yaşından sonra ise damaksız emzikler diş ve damak yapısına zarar verebileceği için damaklı (anatomik) emzikler kullanılmalıdır.

 Emzik İle İlgili Püf Noktaları

  • Ó Çocuğunuzu sakinleştirmek için kolaycılığa kaçıp hemen emzik vermeyin. Bazen bir pozisyon değişikliği veya sallama ağlayan bir bebeği sakinleştirebilir.
  • Ó Emziği bebeğinize yalnızca beslenmelerden sonra
  • Ó Tek parça, bulaşık makinesinde yıkanabilir bir emzik seçin. İki parçadan oluşan emzikler boğulma tehlikesi oluşturur.
  • Ó Bebeğinizin emzik ihtiyacını kendisinin belirlemesine izin verin. Bebeğiniz emziğe ilgi duymuyorsa onu zorlamayın.
  • Ó Bebeğiniz 6 aylık oluncaya ve bağışıklık sistemi olgunlaşıncaya kadar emzikleri sık sık kaynatın veya bulaşık makinesinden geçirin. 6 aylıktan sonra emzikleri sabun ve suyla yıkayın.
  • Ó Emziği kendi ağzınızda durulamayın. Bu şekilde bebeğinize sadece enfeksiyon bulaştırırsınız.
  • Ó Emziği reçel, pekmez gibi şekerli besinlerin içerisine daldırmayın.
  • Ó Bebeğinize kullandığınız emzikleri sık sık değiştirin ve bebeğinizin yaşına uygun emziği kullanın.
  • Ó Emziği asla bebeğinizin boynuna dolanacak kadar uzun bir ipe veya kayışa bağlamayın.
  • Ó Emzik alışkanlığı en geç 2 yaşında bırakılmalıdır. Aksi halde diş ve damak problemlerine ve bağımlılık yoluyla psikolojik problemlere yol açabilir. 

Çocuklarda COVID-19 Eris Varyantı

Eris varyantı, COVID-19 Omicron varyantının bir alt türüdür. Virüsün mutasyona uğramış bir varyantıdır. Şubat 2023 tarihinden bu yana dünyada görülmeye başlamıştır.

Eris Varyantı Nasıl Bulaşır?

Eris varyantı damlacık yoluyla (öksürük, hapşırık, aksırık, konuşma esnasında), enfekte yüzeylere temas ile bulaşabilmektedir.

Eris Varyantının Çocuklardaki Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda Eris varyantı belirtileri diğer varyantlarla benzerlik göstermektedir. Eris varyantı belirtileri aşağıdaki gibidir:

  • Yüksek ateş
  • Küçük çocuklarda huzursuzluk ve uykuya dalmada güçlük,
  • Burun akıntısı veya tıkanıklığı,
  • Nefes almada güçlük,
  • Öksürük,
  • Tat ve koku alamama,
  • İshal,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Yorgunluk ve halsizlik,
  • Baş ve boğaz ağrısı,
  • Kaslarda ağrı,

Eris Varyantı Nasıl Teşhis Edilir?

Diğer varyanlarda olduğu gibi hasta çocukların burun veya boğazından alınan örneklerden yapılan PCR testleri ile COVID-19 varyantlarından herhangi biri olduğu anlaşılabilmektedir.

Bu varyantın Eris varyantı olup olmadığını anlamak için ise genetik sekans analizi yapılmalıdır.

Eris Varyantı Çocuklarda Nasıl Seyreder?

Eris varyantı çocuklarda Omicron varyantından daha kolay bulaşmaktadır. Daha önceden yapılmış COVID-19 aşıları veya hastalığı geçirmiş olmak genelde çocuğunuzda Eris varyantına karşı koruyuculuk sağlamaz.

Eris varyantının oluşturduğu halk sağlığı riskinin, diğer COVID-19 varyantlarına göre daha düşük olduğu düşünülmektedir.  Elimizdeki sınırlı bilgilere göre; Eris varyantının neden olduğu enfeksiyon çocuklarda diğer varyantlara göre daha hafif seyirli olmakla beraber, hastaneye yatış ya da ölüm oranları daha yüksek değildir.

Eris Varyantı Çocuklarda Nasıl Tedavi Edilir?

Diğer varyantlarda olduğu gibi Eris varyantında da tedavi destek tedavisi şeklindedir. Ateşi ve ağrısı varsa ateş düşürücü vermek; beslenmesi çok kötü, ağızdan beslenemiyor ve genel durumu düşkün ise ise damar yolundan mai tedavisi; genel durumu çok kötü, solunum sıkıntısı olan çocuklarda ise hastaneye yatış fayda sağlayabilir. Antibiyotiklerin hastalığın önlenmesinde veya ilerlemesinde herhangi bir faydası yoktur.

Eris Varyantından Korunmanın Yolları Nelerdir?

Eris varyantının neden olduğu hastalıktan korunmak için alınması gereken koruyucu önlemler önceki varyantlardan farklı değildir.

  • Maske takılması,
  • Sosyal mesafeye uyulması,
  • El hijyenine dikkat edilmesi,
  • Çocuğunuzun bulunduğu ortamın sık sık havalandırılması,
  • Öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun tek kullanımlık bir mendil ya da dirsek içi ile kapatılması,
  • Ellerin göz, burun ve ağız ile temasından kaçınılması,
  • Kalabalık ortamlardan kaçınılması,

 Eris varyantına karşı çocuğunuzu koruyabilir.

Çocuklarda COVID-19 Eris Varyantı Video İçin Tıklayın...

Çocuklarda Maymun Çiçeği Hastalığı

Merhaba değerli ebeveynler.

Her hafta sizler için çocuk hastalıkları ve sağlıklı çocuk gelişimi ile ilgili konulara değindiğim içerikler paylaşmaya devam edeceğim

Bu haftaki içeriğimizin konusu ise şöyle;

ÇOCUKLARDA MAYMUN ÇİÇEĞİ HASTALIĞI

Maymun çiçeği virüsünün (Monkeypox) neden olduğu bu hastalık; Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere yayılan, hayvanlardan kaynaklı viral bir hastalıktır. Diğer birçok hayvan kaynaklı hastalıkta (zoonoz) olduğu gibi insanın doğaya verdiği tahribat bu gibi hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

İlk olarak maymunlarda çiçek hastalığına benzer bir hastalığa neden olduğu için bu ismi almıştır. Daha sonra maymunlardan insanlara bulaşmıştır. Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı türü vardır. İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetli ve daha yüksek ölüm oranına sahip hastalığa neden olur.

Bu hastalık açısından çocuklar özellikle risk altında bulunmaktadır. Çocukların bu enfeksiyondan ölüm oranları, erişkinlere nispeten oldukça yüksektir. Maymun çiçeği virüsü, henüz anne karnında olan fetüse plasenta yoluyla bulaşabileceğinden ve hamilelikte komplikasyonlara veya düşüklere yol açabileceğinden hamile kadınlar da bu hastalık açısından daha yüksek risk altında bulunuyor. Yayılım hızı çok yüksek olmamasına rağmen öldürücülük oranı %3-6’yı bulabilmektedir.

Nasıl Bulaşır?

Maymun çiçeği virüsü insanlara çoğunlukla kemirgenler ve memeli hayvanlardan bulaşır, ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. İnsandan insana ciltteki lezyonlar, vücut sıvıları, damlacık yolu veya enfeksiyon geçirmekte olan kişilerin kullandıkları eşyalar ile bulaşabilir. İyi pişmemiş hayvansal ürünlerde bulaş açısından risklidir. Gebe anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalıkta kuluçka süresi genellikle 5 ila 21 gün arasında değişebilmektedir. Hastalık; ateş, baş ağrısı, küçük çocuklarda huzursuzluk, vücudun çeşitli yerlerindeki lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı, kas ağrıları ve şiddetli halsizlik gibi şikayetler ile başlar. Bunu daha çok yüz, kollar, el ve ayaklar ve bacaklarda yayılım gösteren döküntüler izler. Bu hastalıkta tipik olarak gövdede döküntü pek olmaz. Döküntüler genelde yüzden başlayıp aşağı doğru yayılır. Bazı çocuklarda ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde de döküntüler görülebilir.

Döküntüler başlangıçta deriden kabarık değildir. Sonrasında sırasıyla deriden hafif kabarık, içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Bu lezyonların içindeki sıvı başta şeffaf rente iken, ilerleyen günlerde sarımsı bir hal alır. Son olarak; döküntüler kuruyup geçer. Bu hastalığın iyileşme süreci bir ayı bulabilmektedir. Birçok çocukta hastalık kendiliğinden düzelir. Şiddetli vakalar çocuklar arasında daha sık görülür. Ölüm oranları da küçük çocuklarda daha yüksektir. Bu hastalıkta görülebilen başlıca komplikasyonlar; akciğer enfeksiyonu (zatürre), ensefalit (beyin iltihabı), sepsis (kanda enfeksiyon) ve kornea tutulumunun olduğu göz enfeksiyonlarını içermektedir.

Tanısı Nasıl Konulmaktadır?

Ciltten alınan numunelerin PCR testi yapılması suretiyle kesin tanı konur. Çok gerekli ise biyopsi ile de tanı konabilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Bu hastalığın tedavisi için çeşitli antiviral ilaçlar (tekovirimat) ve damardan uygulanan immünoglobülin adını verdiğimiz ilaçlar bulunmaktadır. Maymun çiçeği hastalığı için onay almış bir aşı da bulunmaktadır.

Hastalıktan Korunma Yoları Nelerdir?

Çocuklarımızı maymun çiçeği hastalığından korumak için; • Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde ölü hayvanlar da dahil olmak üzere kemirgenlerle ve hastalık belirtisi olan kişilerle temasını kesin! • Hasta bir hayvan ya da insanın temas etmiş olduğu eşyalara dokunmaktan sakındırın! • Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra sabun veya alkol bazlı el dezenfektanı ile iyi el hijyeni uygulayın. • Damlacık yolu ile de bulaşabildiği için çocuğunuza maske takmayı ihmal etmeyin!

Sağlık Bakanlığının Maymun Çiçeği Rehberine ** BURADAN ** ulaşabilirsiniz.