Çocuklarda Maymun Çiçeği Hastalığı

Merhaba değerli ebeveynler.

Her hafta sizler için çocuk hastalıkları ve sağlıklı çocuk gelişimi ile ilgili konulara değindiğim içerikler paylaşmaya devam edeceğim

Bu haftaki içeriğimizin konusu ise şöyle;

ÇOCUKLARDA MAYMUN ÇİÇEĞİ HASTALIĞI

Maymun çiçeği virüsünün (Monkeypox) neden olduğu bu hastalık; Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere yayılan, hayvanlardan kaynaklı viral bir hastalıktır. Diğer birçok hayvan kaynaklı hastalıkta (zoonoz) olduğu gibi insanın doğaya verdiği tahribat bu gibi hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

İlk olarak maymunlarda çiçek hastalığına benzer bir hastalığa neden olduğu için bu ismi almıştır. Daha sonra maymunlardan insanlara bulaşmıştır. Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı türü vardır. İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetli ve daha yüksek ölüm oranına sahip hastalığa neden olur.

Bu hastalık açısından çocuklar özellikle risk altında bulunmaktadır. Çocukların bu enfeksiyondan ölüm oranları, erişkinlere nispeten oldukça yüksektir. Maymun çiçeği virüsü, henüz anne karnında olan fetüse plasenta yoluyla bulaşabileceğinden ve hamilelikte komplikasyonlara veya düşüklere yol açabileceğinden hamile kadınlar da bu hastalık açısından daha yüksek risk altında bulunuyor. Yayılım hızı çok yüksek olmamasına rağmen öldürücülük oranı %3-6’yı bulabilmektedir.

Nasıl Bulaşır?

Maymun çiçeği virüsü insanlara çoğunlukla kemirgenler ve memeli hayvanlardan bulaşır, ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. İnsandan insana ciltteki lezyonlar, vücut sıvıları, damlacık yolu veya enfeksiyon geçirmekte olan kişilerin kullandıkları eşyalar ile bulaşabilir. İyi pişmemiş hayvansal ürünlerde bulaş açısından risklidir. Gebe anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalıkta kuluçka süresi genellikle 5 ila 21 gün arasında değişebilmektedir. Hastalık; ateş, baş ağrısı, küçük çocuklarda huzursuzluk, vücudun çeşitli yerlerindeki lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı, kas ağrıları ve şiddetli halsizlik gibi şikayetler ile başlar. Bunu daha çok yüz, kollar, el ve ayaklar ve bacaklarda yayılım gösteren döküntüler izler. Bu hastalıkta tipik olarak gövdede döküntü pek olmaz. Döküntüler genelde yüzden başlayıp aşağı doğru yayılır. Bazı çocuklarda ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde de döküntüler görülebilir.

Döküntüler başlangıçta deriden kabarık değildir. Sonrasında sırasıyla deriden hafif kabarık, içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Bu lezyonların içindeki sıvı başta şeffaf rente iken, ilerleyen günlerde sarımsı bir hal alır. Son olarak; döküntüler kuruyup geçer. Bu hastalığın iyileşme süreci bir ayı bulabilmektedir. Birçok çocukta hastalık kendiliğinden düzelir. Şiddetli vakalar çocuklar arasında daha sık görülür. Ölüm oranları da küçük çocuklarda daha yüksektir. Bu hastalıkta görülebilen başlıca komplikasyonlar; akciğer enfeksiyonu (zatürre), ensefalit (beyin iltihabı), sepsis (kanda enfeksiyon) ve kornea tutulumunun olduğu göz enfeksiyonlarını içermektedir.

Tanısı Nasıl Konulmaktadır?

Ciltten alınan numunelerin PCR testi yapılması suretiyle kesin tanı konur. Çok gerekli ise biyopsi ile de tanı konabilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Bu hastalığın tedavisi için çeşitli antiviral ilaçlar (tekovirimat) ve damardan uygulanan immünoglobülin adını verdiğimiz ilaçlar bulunmaktadır. Maymun çiçeği hastalığı için onay almış bir aşı da bulunmaktadır.

Hastalıktan Korunma Yoları Nelerdir?

Çocuklarımızı maymun çiçeği hastalığından korumak için; • Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde ölü hayvanlar da dahil olmak üzere kemirgenlerle ve hastalık belirtisi olan kişilerle temasını kesin! • Hasta bir hayvan ya da insanın temas etmiş olduğu eşyalara dokunmaktan sakındırın! • Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra sabun veya alkol bazlı el dezenfektanı ile iyi el hijyeni uygulayın. • Damlacık yolu ile de bulaşabildiği için çocuğunuza maske takmayı ihmal etmeyin!

Sağlık Bakanlığının Maymun Çiçeği Rehberine ** BURADAN ** ulaşabilirsiniz.

Çocuklarda Meningokok Enfeksiyonları

Meningokok; neisseria meningitidis adı verilen ve insanlarda çeşitli hastalıklara yol açan bir bakteridir. Çocuklarda ve erişkinlerde menenjitin en sık nedenidir.

Ülkemizde görülen bakteriyel menenjit vakalarının %90’ı meningokok kaynaklıdır. Meningokok bakterisinin yapısından dolayı A, B, C, W-135 ve Y tipleri insanlardaki enfeksiyonların çoğundan sorumludur.

Her yıl tüm dünyada bir milyona yakın kişiyi etkilemekte olup bunların çoğu çocuktur. Meningokok hastalığı en sık 1 yaş altı bebeklerde görülmektedir.

Bu hastalıkta ölüm oranı yaklaşık %10 ve sakatlık oranı ise %40 civarındadır.

Meningokok mikrobu özellikle askeri kışla, okul ve öğrenci yurtları gibi kalabalık ortamlarda hızlı yayılır.

MENİNGOKOK AŞILARI:

Meningokok hastalığından çocuklarımızı korumanın en etkili yolu aşılamadır. Meningokok hastalığına yol açan tüm alt tiplere karşı koruyan tek bir aşı bulunmamaktadır.; Türkiye’de en sık görülen alt tiplere karşı koruma sağlayan 2 grup (ACYW ve B aşıları) meningokok aşıları bulunmaktadır. Bu aşıların koruyuculuk süreleri en az 5 yıldır. Bu aşılar canlı aşılar olmamakla birlikte diğer aşılarla ciddi etkileşim içerisine girmezler.

Menactra (Sanofi Pasteur), Menveo (Glaxo Smith Kline) ve Nimenrix (Pfizer) ülkemizde ruhsat alabilmiş olan ACWY alt tiplerine karşı geliştirilmiş aşılardır. Bu aşılar rutin çocukluk çağı aşılarının çoğuyla birlikte aynı anda uygulanabilir. Ancak, Menactra bazı pnömokok alt tiplerine aşı cevabını engellemesi nedeniyle 13 valanlı pnömokok (PCV-13) aşısıyla aynı anda tercih edilmemelidir. İdeal olarak önce PCV13’ün uygulanması en az 1 ay süre sonra Menactra aşısının uygulanması önerilir.

Meningokok B (Men B) aşılarından ise sadece Bexsero markası ülkemizde ruhsat alabilmiştir. Bu aşı, diğer ACWY aşılarıyla veya diğer çocukluk çağı aşılarıyla aynı anda veya birkaç gün ara ile uygulanabilir.

Sağlıklı Nesiller, Mutlu Yarınlar...

Meningokok Aşıları - Uzm. Dr. Can Ebiri - İzlemek İçin Tıklayın...

 

 

Çocukluk Çağında Aşılama…

Çocukluk Çağında Aşılama…

Aşı Nedir?

İnsanlarda hastalık yapma olasılığı olan mikroorganizmaların hastalık yapıcı özelliklerinin ortadan kaldırılması suretiyle oluşturulan biyolojik ürünlere aşı denir. Aşı yolu ile mikroorganizmanın ya kendisi ya da ürünleri insan vücuduna verilir. Bu sayede vücudumuz söz konusu hastalık için hastalığı geçirmeden bağışıklık geliştirir. Gelişen bağışıklık sayesinde vücudumuz aşısı yapılan mikroorganizma ile karşılaştığında bağışıklık sistemimiz kolaylıkla tanır ve mücadele eder. Böylelikle hastalığı ya hiç geçirmez ya da hafif şekilde atlatırız. Aslında amacımız aşı yoluyla vücudumuzda mikroorganizmalara karşı savunma sistemimizde bir hafıza oluşturmaktır.

Aşının Faydaları Nelerdir?

Aşı yapmaktaki temel amaç toplumda, özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkmasına engel olmaktır. Böylelikle söz konusu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne geçilebilmektedir. Bunun yanı sıra; ekonomik ve sosyal olarak da aşılamanın faydaları bulunmaktadır. Aşılama aslında Dünya Sağlık Örgütü’nün de (DSÖ) belirttiği gibi en önemli ve en maliyet etkili toplum sağlığı müdahaleleri arasında kabul edilmektedir. 

Yapılan aşılama çalışmaları sonucunda aşı ile önlenebilir hastalık hızlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Hatta bazı hastalıkların yıllardır görülmediğinden bahsedebiliriz. Örneğin; çiçek hastalığı aşı sayesinde 1980 yılından bu yana tüm dünyada eradike edilmiş, yani ortadan kaldırılmıştır. Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci (poliomiyelit) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına getirilmiştir.  Ülkemizde son çocuk felci vakası Kasım 1998 yılında görülmüş ve bu tarihten beri çocuk felci vakamız bulunmamaktadır. Aynı şekilde 2009 yılında Türkiye’de gebelerde ve yeni doğan bebeklerde tetanozun tamamen ortadan kaldırıldığı DSÖ tarafından duyurulmuştur. 2011 yılından bu yana difteri ve buna bağlı ölüm vakamız görülmemiştir.

Sağlık bakanlığının yürüttüğü etkin ve kapsayıcılığı yüksek aşılama çalışmaları sayesinde aşı ile önlenebilir hastalıklardan hepatit A ve B, boğmaca, zatürre ve menenjit (beyin zarı iltihabı) yapabilen bir mikrop olan pnömokok, yine menenjit ve sepsis (kanda iltihap) yapabilen haemophilus influenzae tip B enfeksiyonlarının yanı sıra suçiçeği, kabakulak ve kızamıkçık hastalıklarının vaka görülme sıklıkları oldukça azalmıştır.

Aşı Tipleri Nelerdir?

Aşılar genel olarak canlı aşılar ve ölü aşılar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Canlı Aşılar

Canlı aşılar hastalığa neden olan mikroorganizmanın hastalık yapıcı etkilerinin zayıflatılmasıyla üretilen aşılardır. Bu şekilde elde edilen aşılardaki mikroorganizmalar sınırlı düzeyde çoğalma ve yüksek oranda bağışıklık yanıtı oluşturma yeteneğine sahiptirler. Canlı aşılarla edinilen bağışıklık uzun sürelidir. Canlı aşılar, bağışıklık sistemi zayıflamış ya da baskılanmış kişilere uygulanmamalıdır. Ülkemizde kullanılan başlıca canlı aşılar; rotavirus aşısı, BCG, oral polio aşısı (OPA), kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) ve suçiçeği aşılarıdır.

Ölü Aşılar

Ölü aşıların kendi içerisinde farklı çeşitleri bulunmaktadır. Bir mikroorganizmanın tümünü öldürülmüş halde içeren aşılara tüm hücreli aşı, mikroorganizmanın yalnızca belli kısımlarını içeren aşılara ise fraksiyone (alt birim) aşı denir. 

Tüm hücreli ölü aşılar; kültür ortamında üretilen mikroorganizmanın ısı ya da kimyasal yöntemler kullanılarak öldürülmesiyle elde edilir. Ülkemizde kullanılan Hepatit A aşısı ve inaktive polio aşısı bunun örnekleridir.

Alt birim aşıları; ise mikroorganizmanın tümünü değil yalnızca belli kısımlarını içerir. Alt birim aşılarını da subunit aşı ve toksoid aşı şeklinde iki temel gruba bölmek mümkündür. Ülkemizde kullanılan Hepatit B, pnömokok, Hib, aselüler boğmaca ve risk gruplarına önerilen meningokok ve grip aşıları subunit aşılarıdır. Toksoid aşılar; ise toksini olan mikroorganizmaların toksinlerinin yapısı değiştirilerek toksik özellikleri yok edilmiş, bağışıklık yanıtı oluşturacak özellikleri korunmuş halini içerirler. Difteri ve tetanoz aşıları toksoid aşılardır.

 Ülkemizde Rutin Olarak Yapılan Aşılar Hangi Hastalıklardan Korumaktadır ve Ne Zaman Yapılmaktadır?

Hepatit B Aşısı

Akut ve kronik hepatit B hastalığı ile buna bağlı olarak gelişen öldürücü karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanserinden korur. Toplu yaşam alanlarında (kreş, bakımevi vb) hastalığın yayılmasını azaltır. Doğumdan sonra, 1. ve 6. Ayın sonlarında olmak üzere 3 doz ve kas içi olarak uygulanmaktadır.

BCG (Verem Aşısı)

Tüberküloz menenjit ve yaygın tüberkülozdan ölümü önler. Bağışıklığı güçlendirerek, <5 yaş ölümlerde azalma sağlar. 2. ayın sonunda tek doz olarak, genelde sol kola ve cilt içine yapılmaktadır.

Difteri Aşısı

Difteri hastalığının bulaşıcılığı yüksektir. Bu aşı tek bir vaka ile salgınlara neden olabilen difteriden korur ve öldürücü difteri hastalığını önler. Çocukluk çağında 2. 4. 6. 18. ve 48. aylarda 5 doz olarak uygulanmasının yanı sıra 13 yaşında tekrarı yapılmaktadır. Kas içine yapılmaktadır.

Boğmaca

Bebeklerde öldürücü olan, büyük çocuklarda ve yetişkinlerde uzun süreli öksürüğe neden olan boğmaca hastalığından korur. Boğmacanın bulaşıcılığı yüksektir. Tek bir vaka ile salgınlara neden olan boğmacadan korur. 2. 4. 6. 18. ve 48. aylarda 5 doz olarak kas içine uygulanmaktadır.

Tetanoz

Öldürücü olan tetanoz hastalığından korur. Gebelere uygulanmasıyla doğumdan sonra yenidoğan bebeğin tetanozunu önler. Çocukluk çağında 2. 4. 6. 18. ve 48. aylarda 5 doz olarak uygulanmasının yanısıra 13 yaşında tekrarı yapılmaktadır. Kas içine uygulanmaktadır.

Çocuk felci (Polio) Aşısı

Sakatlık ve ölüme neden olan çocuk felci hastalığından korur. Tek bir çocuk felci vakası bile salgınlara neden olabilir. 2. 4. 6. ve 18.  aylarda 4 doz olarak kas içi ve ağızdan uygulanmaktadır.

Hib Aşısı

Bu mikroptan kaynaklı menenjit ve menenjite bağlı sakatlık ve ölümden korur. Orta kulak iltihabı sayısını azaltarak işitme kaybını önler. Hib hastalığı, kapalı toplumlarda salgına neden olarak ölümlere neden olabilir. Bu aşı toplumda salgınları önler. 2. 4. 6. ve 18.  aylarda 4 doz olarak ve kas içine uygulanmaktadır.

Pnömokok Aşısı

Pnömokok mikrobunun neden olduğu zatürre, sepsis, menenjitten ve bunlara bağlı sakatlık ve ölümden korur. Orta kulak iltihabı sayısını azaltarak işitme kaybını önler. Pnömokok hastalığı, kapalı toplumlarda salgına neden olarak ölümlere neden olabilir. Toplumda salgınları önler. 2. 4. ve 12.  aylarda 3 doz olarak kas içine uygulanmaktadır.

Kızamık Aşısı

Kızamığa bağlı ishalden, zatürreden ölümleri önler. Beyin iltihabı ve SSPE’den korur. Kızamık, bulaşıcılığı çok yüksek enfeksiyonlardandır. Toplumda salgınları önler. 9. 12. ve 48.  aylarda 3 doz olarak kas içine veya cilt altına uygulanmaktadır.

Kızamıkçık Aşısı

Anne karnındaki bebeklerde sakatlığı önler. Toplumda kızamıkçık salgınlarını önler. 12. ve 48.  aylarda 2 doz olarak kas içine veya cilt altına uygulanmaktadır.

Kabakulak Aşısı

Kabakulağın neden olduğu; beyin ve beyin zarı iltihabını ve testis iltihabına bağlı kısırlığı önler. Toplumda salgınları önler. 12. ve 48.  aylarda 2 doz olarak kas içine veya cilt altına uygulanmaktadır.

Hepatit A Aşısı

Akut hepatit A hastalığı ve buna bağlı öldürücü karaciğer yetmezliğinden korur. Su ve besinlerden kaynaklı salgınları önler. 18. ve 24.  aylarda 2 doz olarak kas içine uygulanmaktadır.

Suçiçeği Aşısı

Suçiçeği hastalığını önler. Ayrıca, anne karnındaki bebeklerde sakatlığı, beyin ve beyin zarı iltihabını, ileri yaşta gelişebilecek zona hastalığını önler. Toplumda salgınları önler. 12. ayda tek doz olarak cilt altına uygulanmaktadır.

Özel Aşılar

Rota virüs Aşısı :  Rota virüs adını verdiğimiz mikrobun neden olduğu mide ve barsak enfeksiyonundan korumak amacıyla yapılmaktadır.

Rotateq aşısı; rotavirus alt tiplerine karşı 5 antijen içerir. Toplam 3 doz olarak ağızdan uygulanmaktadır. İlk dozu bebek en erken 6 hafta en geç 14 hafta iken yapılmalı, son dozu bebek 24 haftasını doldurmadan uygulanmalıdır. Dozlar arasında en az 1 ay ara olmalıdır.

Rotarix aşısı; rotavirus alt tiplerine karşı 1 antjien içerir, ancak diğer suşlara karşı da koruma sağlar. Toplam 2 doz olarak ağızdan uygulanmaktadır. İlk dozu bebek en erken 6 hafta en geç 14 hafta iken yapılmalı, son dozu bebek 24 haftasını doldurmadan uygulanmalıdır. Dozlar arasında en az 1 ay ara olmalıdır.

Meningokok Aşısı :  Meningokok mikrobuna bağlı menenjitin özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda daha sık görülmesinden dolayı, doğumdan belirli bir süre sonrasında bebeklere meningokok aşısı yaptırılması gerekir. Türkiye’de şu an uygulanan iki tane menenjit aşısı türü bulunmaktadır. Aşının türüne göre bebeklerin hangi ayda kaç doz aşı olacağı değişiklik gösterebilir. Aynı zamanda, meningokok aşısının diğer karma aşılar ile aynı anda yapılmamasına dikkat edilmelidir. Bu aşı kas içine uygulanmaktadır.

İnfluenza (Grip) Aşısı :  Grip aşısı influenza virüsünün neden olduğu gripten korur. Çocuklarda 6. aydan itibaren yapılmaktadır. Altıncı aydan 9 yaşa kadar olan çocuklarda daha önce grip aşısı hiç yapılmamışsa ilk sefere mahsus olarak en az bir ay ara ile toplam iki doz aşı yapılmalıdır. Grip aşısı, öncelikle risk gruplarına önerilmekle birlikte, ailesinin aşılanmasını istediği tüm çocuklara ve erişkinlere de yapılabilir. Bu aşı kas içine uygulanmaktadır.

Human Papillomavirüs (HPV) Aşısı: Yüksek riskli HPV tipleri kadınlarda servikal kanser, vulva, vajina, orofarenks, anüs kanserlerinin yanı sıra  erkeklerde ise anüs ve penis kanserleri ile ilişkilidir. HPV aşısı, 11 veya 12 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklar için rutin olarak tavsiye edilir, ancak 9 yaşından itibaren de verilebilir. İlk dozdan 2 ve 6 ay sonra olmak üzere toplam 3 doz olarak yapılmalıdır. Kız ve erkek çocuklarının cinsel temas ve HPV' ye maruz kalmadan önce aşıyı almaları idealdir. Bu aşı kas içine uygulanmaktadır.fff

Çocukluk Çağı Astımı

Çocukluk Çağı Astımı

Astım, hava yollarının belli zaman dilimlerinde daralmasına bağlı olarak gelişen, nöbetler halinde gelen öksürük, solunum güçlüğü, çabuk yorulma, tıkanma ve hışıltı ile seyreden bir alt solunum yolu hastalığıdır.  

Havayollarında hassasiyete neden olan genetik faktörlerin üzerine çevresel etkenlerin eklenmesiyle başladığı düşünülmektedir. Büyük ölçüde alerjik nedenlerle, bazen de özellikle küçük çocuklarda basit solunum yolu hastalıklarıyla tetiklenir. 

Genellikle astımı olan çocukların solunum güçlüğü atakları ve öksürükleri geceleri daha belirgindir. Bu hastalarda efor ile öksürüğün artması oldukça tipiktir. Çocukluk çağı astımı bazen solunum güçlüğü nöbetleri olmadan sadece tekrarlayan öksürüklerle karşımıza gelebilir. Astım atakları kullanılan ilaçlarla büyük ölçüde gerileyebilir ancak tekrarlayıcı özelliği genellikle devam eder. Astımın kabaca alerjik (atopik) ve alerjik olmayan (nonatopik) olmak üzere iki şekli vardır.

Astımın Çocuklardaki Sıklığı Nedir?

Astımın çocuklardaki sıklığı yaklaşık olarak %9-10 civarındadır. Tüm dünyada alerjik hastalıkların ve astımın görülme sıklığı giderek artmaktadır. Toplumda her 5 çocuktan birinde alerjik hastalıklar, her 10 çocuktan birinde ise astım hastalığı görülmektedir.

Astım Hastalığı Kaç Yaşında Başlar?

Astım çocuklarda her yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle %80 oranında 5 yaştan önce başlar.

Astım Çocuklarda Geçici Bir Hastalık Mıdır?

Genel olarak çocukluk çağında astım tanısı almış hastaların yaklaşık %50-60′ı ergenlik dönemine kadar iyileşir. Doğru planlanan bir tedavi ile astım büyük ölçüde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır.

Çocuklarda Astım Tedavi Edilmez İse Ne Gibi Sakıncaları Vardır?

Astım çocuklarda uygun şekilde tedavi edilmezse büyüme geriliğine, günlük aktivitelerde kısıtlılığa, okul devamsızlıklarına, maddi ve manevi kayıplara sebep olur.

Çocukluk Çağı Astımının Belirtileri Nelerdir?

Astımda ana belirti öksürüktür. Öksürük çeşitli şekillerde olabilir. Esas olarak geceleri ve eforla (hareketle) artan öksürük tipiktir. Öksürük genelde balgamlı vasıftadır. Özellikle küçük çocuklar balgamı çıkarmakta güçlük çekerler. Astımda görülen diğer belirtiler şunlardır;

  • Nefes darlığı
  • Soluk alıp verirken hışıltı
  • İstirahat esnasında hızlı nefes alıp verme
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes alıp verirken kaburgalar arasında çekilmeler
  • Halsizlik
  • Yorgunluk hissi
  • Dudak ve tırnaklarda morarma
  • Kokulara karşı hassasiyet

Çocuklarda Astım Atağını Tetikleyen Faktörler Nelerdir?

Alerjenler: Ev tozu, ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, hayvan tüyleri/yün gibi maddeler

Kimyasallar: Sigara dumanı, hava kirliliği, parfüm, cila, boya gibi 

Enfeksiyonlar: Özellikle üst solunum yolları enfeksiyonlarından sinüzit, nezle, grip gibi enfeksiyonlar

Bazı ilaçlar: Aspirin, ibuprofen, naproksen gibi nonsteroidal anti-inflamatuar ilaçlar bazı durumlarda tetikleyici olabilmektedir.

Bazı gıdalar: Astım atağını tetikleyen besinlerin en çok bilinenleri kabuklu yemişler, kabuklu deniz hayvanları, süt ve süt ürünleridir. Bunlar dışında, çocuktan çocuğa değişiklik gösterebilen pek çok gıda da alerjik astıma neden olabilmektedir. Başta tartrazin olmak üzere tatlılarda kullanılan renk veren maddeler, gıda boyaları da astım atağını tetikleyebilmektedir.

Bunların yanı sıra özellikle stres ve soğuk hava da astım atağını tetikleyebilmektedir.   

Çocuklarda Astım Tanısı Nasıl Konur?

Çocuklarda astım tanısını kesin olarak koyduracak herhangi bir tetkik bulunmamaktadır. Hastalığın hikâyesi, muayene bulguları ve astım dışında kronik öksürüğe neden olabilecek başka hastalıkların (tüberküloz, kistik fibrozis, gastroözefageal reflü, geniz akıntısı sendromu, kronik sinüzit, geniz eti) olmadığının ispatı ile konur.

Akciğer filminin astım tanısından ziyade astım dışı hastalıkların olmadığının gösterilmesi için çekilmesi yararlıdır. Ek bir sorun yoksa astımlı çocukların akciğer filmlerinde belirgin bir anormallik yoktur. Sadece bronşlarda kalınlaşma ve akciğer hava miktarında artma görülür.

Solunum testleri  özellikle bu testlere uyumlu olan 6 yaşından büyük çocuklarda solunum testi yapmak astım tanısı koymada yardımcı olabilmektedir. Ayrıca tedaviye yanıtın takibinde de kıymetli bilgiler verir. Test, spirometre adlı cihaza hızla üflemek suretiyle yapılır. Hızlı üfleme sırasında akciğerdeki hava akım hızları, spirometreye bağlı bir bilgisayar tarafından ölçülür. Çıkan sonuçlar hastanın yaşına uygun değerler ile karşılaştırılır.

Kan testleri astım olduğu düşünülen çocuklarda alerjik yapısının olup olmadığını gösteren immünglobülin E maddesi (IgE) bakılması ve eozinofil adlı alerji hücrelerinin sayımı alerji araştırmasında önemlidir. IgE düzeyinin normal çıkması çocuğun astım olmadığı anlamına gelmez. Sadece alerjisi olmadığını ortaya koymakta yardımcı olur.

Deri testleri  alerjik astımı olduğu düşünülen çocuklarda özellikle solunum yolu alerjenlerinin tespiti için kullanılır. Yenidoğan döneminden itibaren bu testler yapılabilmektedir.

Her alerjik çocuğun astım olmayabileceği ve her astımlı çocukta da alerji olmayabileceğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir.

Çocuklarda Astım Nasıl Tedavi Edilir?

Eğer çocuğunuzda alerjik astım varsa öncelikle alerjik olunan maddeden uzak tutmak gerekir. Hekiminizin önerileri doğrultusunda alınacak çevresel önlemler ile hastalık belirtilerinin belirgin derecede azalması mümkündür.

Çocuğunuzdaki astım alerjik değilse ya da alerjik çocuklarda çevresel önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda ilaç tedavisi başlanabilir. İlaç tedavisinin uygun görüldüğü çocuklarda hava yolu ile akciğerlere çekilip bronşları tedavi eden sprey veya nebül şeklindeki ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar, alerjinin yarattığı bronş hassasiyetini azaltarak atakları önleyici ve çocuğun şikayetlerini rahatlatıcı ilaçlardır.

Astım tedavisinde kullanılan ve atakları önleyici etkisi olan ilaçların birçoğunda düşük dozlu kortizon bulunmaktadır. Ancak bu gibi ilaçların kana geçme oranı çok düşük olduğundan, uygun dozda kullanıldıklarında kortizona ait yan etkilere yol açmayan ilaçlardır.

Bunun yanı sıra hekiminiz atak sıklığını azaltmak için montelukast sodyum adını verdiğimiz ilacı içeren toz ya da çiğneme tableti şeklinde önerebilirler. 

COVID-19

ÇOCUK VE BEBEKLERDE KORONAVİRÜS ENFEKSİYONU (COVID-19)

 İlk kez Çin’in Wuhan şehrinde tespit edilen bu yeni tip koronavirüsün neden olduğu hastalığa 2019 koronavirüs hastalığı (COVID-19) adı verilmiştir.

COVID-19 virüsü; Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) ve bazı soğuk algınlığına yol açan yapan virüsler ile aynı aileye bağlı, yeni tip bir virüstür.

 

Koronavirüs hastalığı (COVID-19) çocuklar arasında tüm yaş gruplarını etkileyebilmektedir. Fakat enfekte olan çocukların çoğu erişkinler kadar ağır geçirmemekle beraber bir kısmı hiç semptom göstermemektedir.

COVID-19 Hastalığı Nasıl bulaşır?

Virüs; hastalığa yakalanmış kişinin (öksürme ve hapşırma suretiyle) solunum yolu ile ortama yaydığı damlacıklar ile doğrudan temas edilmesi veya virüs bulaşmış yüzeylere dokunulması halinde bulaşır. COVID-19 virüsü, yüzeylerde saatlerce yaşayabilse de basit dezenfektanların çoğu virüsü öldürmek için yeterlidir.

Bir Çocuğun COVID-19 Hastalığına Yakalanma Olasılığı Ne Kadardır?

Tüm çocuklar COVID-19'a neden olan virüse yakalanma potansiyeline sahip olsa da, yetişkinler kadar sık ​​hasta olmamaktadırlar. Çoğu çocuğun ya hafif semptomları olmakta veya hiçbir semptomu olmamaktadır.

ABD'de çocuklar tüm COVID-19 vakalarının yaklaşık %13'ünü oluşturmaktadırlar. Araştırmalar, 10 ila 14 yaş arasındaki çocukların, 20 yaş ve üzerindeki kişilere kıyasla COVID-19'a neden olan virüse yakalanma olasılığının daha düşük olduğunu göstermektedir.

Bununla birlikte, bazı çocuklar COVID-19 hastalığını ciddi şekilde geçirebilmektedirler. Bazı çocukların hastaneye yatırılmaları, bazılarının yoğun bakım ünitesinde tedavi edilmeleri veya rahat nefes alabilmeleri için solunum cihazı desteğine ihtiyaç duyabilmektedir. Bunun yanı sıra; obezite, diyabet ve astım gibi altta yatan hastalıkları olan çocuklar, COVID-19 hastalığı açısından daha ciddi risk altındadırlar. Doğuştan kalp hastalığı, genetik rahatsızlıkları veya sinir sistemini veya metabolizmayı etkileyen rahatsızlıkları olan çocuklar da COVID-19  hastalığını daha ağır geçirme riskini taşımaktadırlar.

Bazı çocuklar da, ilk iyileşmelerinden sonra COVID-19 semptomları ile yaşamaya devam etmektedirler.

 Çocuklar Neden COVID-19 Enfeksiyonuna Farklı Şekillerde Tepki Veriyor?

Bu sorunun cevabı henüz net değil. Fakat, toplumda sık görülen ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara neden olan başka koronavirüsler de olduğu için çocukların COVID-19'dan ciddi şekilde etkilenmeyebileceği öne sürülmektedir. Çocuklar sıklıkla soğuk algınlığı geçirdiğinden dolayı, bağışıklık sistemleri onları COVID-19'a karşı korumak için bir miktar hazır olabilir. Çocukların bağışıklık sistemlerinin virüsle, yetişkinlerin bağışıklık sistemlerinden farklı şekilde etkileşime girmesi de mümkündür. Bazı yetişkinlerin bağışıklık sistemleri virüse aşırı tepki vererek  vücutlarının daha fazla zarar görmesine neden olabiliyorken, bu durum çocuklarda daha az olası olabilir.

Bebekler COVID-19'dan Nasıl Etkilenir?

nijerya da kovid 19 hastasi kadin dogum yapti 723191 5

1 yaşın altındaki bebeklerde, büyük çocuklara göre COVID-19 ile ciddi hastalık geçirme riski daha yüksek olabilmektedir. Bu muhtemelen olgunlaşmamış bağışıklık sistemlerinden ve hava yollarının daha küçük olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da solunum yolu virüsü enfeksiyonları ile daha sık solunum problemleri yaşamalarına neden olabilmektedir.

Yeni doğanlar, doğum sırasında veya doğumdan sonra kendilerine bakan kişilerden bulaşmak suretiyle COVID-19'a neden olan virüs ile enfekte olabilirler. COVID-19 enfeksiyonu geçiriyor iseniz veya yaşamakta olduğunuz şikayetler nedeniyle test sonuçlarını bekliyorsanız ve doğumdan sonra bir yenidoğan bebeğe bakmak zorunda iseniz bir maske takmanız ve yenidoğan bebeğe bakarken ellerinizin temiz olmasına mutlak surette dikkat etmeniz gerekir. Hastanedeyken yeni doğmuş bebeğinizin beşiğini yatağınızın yanında tutmanızda bir sakınca yoktur, ancak mümkün olduğunda bebeğinizle aranızda makul bir mesafe bırakmanız da önerilir. Bu adımlar atıldığında, yenidoğan bebeğin COVID-19 virüsü ile enfekte olma riski düşüktür. Bununla birlikte, ciddi şekilde COVID-19 geçirmekte iseniz, yeni doğan bebeğinizden geçici olarak ayrılmanız gerekebilir.

COVID-19 belirtileri taşımakla beraber test yapılamayan ve herhangi bir semptomu olmayan bebekler duruma göre hastaneden taburcu edilebilir. Bebeğe bakan kişilerin kendilerini korumak için yüz maskeleri takmaları ve ellerini yıkamaları önerilir. Bebeğin sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından 14 gün boyunca telefonla, sanal ziyaretlerle veya yüzyüze ziyaretlerle sık sık takibi gereklidir. COVID-19 testi negatif çıkan bebekler hastaneden eve gönderilebilir.

 

 Çocuklarda COVID-19 Belirtileri Nelerdir?

Çocuklar ve yetişkinler benzer COVID-19 belirtilerine sahip olmakla beraber çocukların semptomları daha hafif ve soğuk algınlığına benzerdir. Çoğu çocuk 1-2 hafta içinde iyileşir. Olası semptomlar (belirtiler)  şunları içerebilir:

Cocuklarda Corona

  • * Ateş ve titreme
  • * Burun tıkanıklığı ve burun akıntısı
  • * Öksürük
  • * Boğaz ağrısı
  • * Nefes darlığı
  • * Halsizlik
  • * Baş ağrısı
  • * Kas ağrıları veya yaygın vücut ağrıları
  • * Mide bulantısı ya da kusma
  • * İshal
  • * Yeni başlamış tat veya koku kaybı
  • * Göbek ağrısı
  • * Bebeklerde yetersiz beslenme veya iştahsızlık
  • * Huzursuzluk

Çocuğunuzun COVID-19 semptomları varsa ve siz de COVID-19 olabileceğini düşünüyorsanız, çocuğunuzun doktoru ile iletişime geçin. Tıbbi bakım almanın yanısıra, çocuğunuzu mümkün olduğunca evden dışarı çıkarmayın ve başkalarından uzak tutun. Mümkünse, çocuğunuzun aile üyelerinden ayrı bir yatak odası ve banyo kullanmasını sağlayın. Uygun olduğu şekilde karantina ve izolasyon önlemleriyle ilgili olarak Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ve hükümetinizin tavsiyelerine uyun.

Çocuğunuzu COVID-19 için test edip etmemeye karar vermek için kullanılan yöntemler, yaşadığınız yere bağlı olarak değişebilir. Doktorunuz çocuğunuzun belirti, muayene bulgularına ve ayrıca COVID-19 teşhisi konmuş biriyle yakın temasta bulunup bulunmadığına göre COVID-19 için teşhis testleri yapılıp yapılmayacağını belirleyecektir. Doktor, çocuğunuzun ciddi hastalık riski altında olup olmadığını da test etmeyi düşünebilir.

Sağlık kuruluşu COVID-19'u test etmek için burnun arkasından örnek almak için uzun bir sürüntü testi kullanır (nazofaringeal sürüntü). Numune daha sonra test için bir laboratuvara gönderilir. Çocuğunuz öksürüyorsa ve balgam çıkarabiliyorsa bu numune de test için çalışılabilir.

Çocuklarda Multisistem İnflamatuar Sendrom (MIS-C) Nedir?

Çocuklarda multisistem inflamatuar sendrom (MIS-C), vücudun bazı bölümlerinin (kalp, akciğerler, kan damarları, böbrekler, sindirim sistemi, beyin, cilt veya gözler gibi) ciddi şekilde iltihaplandığı ciddi bir durumdur. Pozitif antikor testi sonuçlarıyla, bu çocukların birçoğunun geçmişte COVID-19 virüsü ile enfekte olduğu gösterilmiştir. Bu sendromun COVID-19 ile ilgili aşırı bir bağışıklık yanıtından kaynaklandığı düşünülmektedir.

MIS-C'nin Olası Belirtileri Ve Semptomları Şunları İçerir:

60ba0d11c03c0e455c1c31c1

* 24 saat veya daha uzun süren ateş

  • * Kusma
  • * İshal
  • * Mide ağrısı
  • * Deri döküntüsü
  • * Nabızın hızlı atması
  • * Hızlı nefes alma
  • * Gözlerde kızarılık
  • * Dudaklarda ve dilde kızarıklık veya şişme
  • * Alışılmadık derecede yorgunluk hissi
  • * Ellerde veya ayaklarda kızarıklık veya şişme
  • * Baş ağrısı, baş dönmesi veya sersemlik
  • * Büyümüş lenf düğümleri

MIS-C'nin Acil Durum Uyarı İşaretleri Şunları İçerir:

 Uyanmada güçlük veya uykuya meyil

  • Nefes almada zorluk
  • Yeni başlamış bilinç bulanıklığı
  • Cilt, dudaklar veya tırnak yataklarının soluk, gri veya mavi renkli olması
  • Şiddetli mide ağrısı

Çocuğunuzda bu şikayetlerden bir veya birkaçı varsa en yakın sağlık kuruluşuna götürmenizde veya 112’yi aramanızda fayda vardır.

COVID-19 Tedavisi?

unnamed

Şu anda, etkili bir anti-koronavirüs ilacı olmamakla beraber hafif vaklarda destek tedavisi verilmektedir. Yani ateşi olan hastalara özellikle parasetamol içeren ateş düşürücüler verilebilir. Beslenme desteği ve sıvı alımına dikkat edilmelidir. Ağır vakalarda ise özellikle oksijen ve solunum desteği, damaryolundan sıvı tedavisi, mevcut enfeksiyonun üzerine bakteriyel enfeksiyon eklenmişse antibiyotik tedavisinin yanısıra bazen steroid tedavisi de gerekebilmektedir. 

Çocuklarda COVID-19 aşısı

Çocukların Neden Bir COVID-19 Aşısına İhtiyaçları Vardır?

COVID-19 aşısı, çocuğunuzun COVID-19 virüsünü kapmasını ve yaymasını önleyebilir. Çocuğunuz COVID-19 ile enfekte olursa, COVID-19 aşısı onun ciddi şekilde hastalanmasını önleyebilir.

Çocuğunuza COVID-19 aşısı yaptırmak, pandemi nedeniyle yapamadığı şeyleri yapmaya başlamasına da olanak tanır.

Çocuklar İçin COVID-19 Aşısı Var Mı?

Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı, 12 ila 15 yaş arası çocuklar için acil kullanım izni kapsamında mevcuttur. FDA ayrıca bu aşıyı 16 yaş ve üzeri kişilerde COVID-19'u önlemek için onaylamıştır. Bu aşı 21 gün arayla iki enjeksiyon gerektirir. İkinci doz, gerekirse ilk dozdan altı hafta sonra verilebilir.

Araştırmalar, Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısının 12-15 yaş arası çocuklarda COVID-19 virüsünü önlemede %100 etkili olduğunu göstermiştir. Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı ayrıca 16 yaş ve üstü kişilerde COVID-19 ile ciddi hastalıkları önlemede %91 etkilidir. Küçük çocuklarda COVID-19 aşılarının kullanımı ile ilgili çalışmalar da devam etmektedir.

 COVID-19’dan Korunma Yolları Nelerdir?

Siz veya çocuğunuz COVID-19 aşısı yaptırmadıysanız,  COVID-19 virüsünü kapmanızı ve başkalarına bulaştırmanızı önlemek için atabileceğiniz birçok adım vardır. Dünya Sağlık Örgütü size ve ailenize şunları önermektedir:

Ellerini temiz tut. Ellerinizi sık sık su ve sabunla en az 20 saniye yıkayın veya en az %60 alkol içeren alkol bazlı el dezenfektanı kullanın. Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu dirseğinizle veya mendille kapatın. Kullanılmış mendili atın ve ellerinizi yıkayın. Gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçının. Çocuklarınızın eve döndükten hemen sonra, tuvalete gittikten sonra ve yemek yemeden önce ellerini yıkamasını sağlayın. Küçük çocuklara, başparmakları ve ellerinin arkası da dahil olmak üzere, parmaklarının arasına ve parmak uçlarına kadar sabunu nasıl sürmeleri gerektiğini gösterin. Çocuklarınızı "Mutlu Yıllar" şarkısının tamamını iki kez (yaklaşık 20 saniye) söylemeye teşvik edin, böylece ellerini temizlemek için ihtiyaç duydukları zamanı harcarlar.

Sosyal mesafeye dikkat edin. Çocuğunuzun ve evinizdeki herkesin, evinizde yaşamayan kişilerle yakın temastan (yaklaşık 6 fit veya 2 metre içinde) kaçındığından emin olun. Semptomları olmayan kişiler virüsü yayabileceğinden, yüz yüze oyun buluşmalarından kaçınmak en düşük riski oluşturur. Aynı  önleyici tedbirleri uygulayan arkadaşlarla ara sıra yüz yüze oyun buluşmaları yapmak orta derecede bir risk oluşturur. Bu tür oyun buluşmalarına izin veriyorsanız, onları dışarıda tutun ve çocukların birbirlerinden 2 metre uzakta durduklarından emin olun. Çocuğunuza bu mesafeyi bir kapının veya bir yetişkinin bisikletinin uzunluğu olarak tanımlayabilirsiniz. Çocuğunuzun COVID-19 riskini azaltmak için, basketbol gibi ortak ekipman gerektiren veya fiziksel mesafeye uymayan faaliyetlere katılmasını sınırlandırmayı düşünebilirsiniz. Çocuğunuzu, telefon görüşmeleri veya görüntülü sohbetler yoluyla arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle iletişim halinde olmaya teşvik edin. Çocuğunuzu meşgul etmek için sanal aile yemekleri, oyun geceleri veya oyun günleri düzenlemeyi düşünün.

Evinizi temizleyin ve dezenfekte edin. Masalar, kapı kolları, sert arkalıklı sandalyeler, ışık anahtarları, uzaktan kumandalar, elektronik cihazlar, kulplar, masalar, tuvaletler ve lavabolar gibi sık dokunulan ortak alanlarda her gün yüzeyleri temizleyin. Ayrıca, bebeğin alt değiştirme masası gibi kolayca kirlenen alanları ve karyola, oyuncak sandığı ve oyuncaklar gibi çocuğunuzun sık dokunduğu yüzeyleri temizleyin. Çocuğunuzun ağzına koyduğu oyuncakları temizlemek için sabun ve su kullanın. Sabunu duruladığınızdan ve oyuncakları kuruttuğunuzdan emin olun. Çocuğunuzun yatak takımını ve yıkanabilir peluş oyuncaklarını gerektiği gibi mümkün olan en sıcak ortamda yıkayın. Çocuğunuzun eşyalarına dokunduktan sonra ellerinizi yıkayın. COVID-19'lu bir bebeğe bakıyorsanız, bezini değiştirdikten veya bebeğin yatağını, oyuncaklarını veya şişelerini tuttuktan sonra ellerinizi yıkayın.

Bez yüz maskeleri takın. CDC, kalabalık bir etkinlik gibi COVID-19 bulaşma riskinin yüksek olduğu kapalı kamusal alanlarda ve açık havada yüz maskesi takılmasını önerir. Daha fazla maske gereksinimi, tamamen aşılanmış veya aşılanmamış olmanıza bağlı olarak farklılık gösterir. Çocuğunuz 2 yaşında veya daha büyükse, COVID-19'un başkalarına yayılmasını önlemek için evinizde yaşamayan kişilerin yanındayken bez yüz maskesi takmasını sağlayın. 2 yaşından küçük bir çocuğa, solunum problemi olan bir çocuğa veya maskeyi yardımsız çıkarmasına engel olacak bir rahatsızlığı olan bir çocuğa yüz maskesi takmayın.

Ayrıca çocuğunuzun aşılarını takip edin. Bu özellikle 2 yaşın altındaki bebekler ve küçük çocuklar için önemlidir. COVID-19'a neden olan virüsü kapma korkusunun, diğer ciddi hastalıkları önlemek için çocuğunuzun aşılarını yaptırmasına engel olmasına izin vermeyin. Uygun çocuklara diğer aşılarla aynı gün içinde bir COVID-19 aşısı yapılabilir.

COVID-19 virüsünün yayılmasını önlemek için yönergeleri takip etmek özellikle çocuklar için zor olabilir. Sabırlı olup iyi bir rol model olursanız, çocuğunuzun istediklerinizi yerine getirmesi daha olası olacaktır.